İngilizce Deyimler

İngilizce deyimler, İngilizce dilinde sıkça kullanılan ve belli bir anlam taşıyan kelime ve cümlelerdir. Deyimler, dilin yapısına ve kültürel özelliklerine özgüdür ve dilin doğal kullanımına uygun olarak kullanılırlar. Deyimler, İngilizce dilini anlamaya ve konuşmaya yardımcı olur ve dil becerilerinizi geliştirmeye yardımcı olur.
En çok kullanılan 25 İngilizce deyim ve Türkçe karşılıkları:
To break the ice - Buzları kırmak
To be in two minds - İki aklı birden olmak
To be on the same page - Aynı sayfada olmak
To be left in the dark - Karanlıkta bırakılmak
To see eye to eye - Göz göze gelmek
To be in hot water - Sıkıntıda olmak
To get cold feet - Ayaklarını soğutmak
To be caught red-handed - Elinde kanı ile yakalanmak
To be in deep water - Derin sulara saplanmış olmak
To be at a crossroads - Bir çatallı yolda olmak
To be under the weather - Hasta olmak
To be in a rut - Bir çizgide sıkışmış olmak
To be a blessing in disguise - Gizli bir lütuf olmak
To be the black sheep of the family - Ailedeki kara koyun olmak
To be a hard nut to crack - Çözülmesi zor bir problem olmak
To be a piece of cake - Kolay bir şey olmak
To be in a pickle - Sıkışmış olmak
To be a sore thumb - Kötü yerde parlak bir nesne olmak
To be a needle in a haystack - İnekler arasında bir iğne olmak
To be a snake in the grass - Otlarda bir yılan olmak
To be a fly on the wall - Duvardaki bir sinek olmak
To be the elephant in the room - Odadaki fil olmak
To be in the same boat - Aynı teknede olmak
To be a fish out of water - Su dışında bir balık olmak
To be the apple of someone's eye - Birinin göz bebeği olmak
En Çok Kullanılan Fiiller ile İngilizce Deyimler
İngilizcede en çok kullanılan Fiiller ve Deyimler listesini inceleyip, İngilizce kelimeler bilginizi geliştirebilirsiniz.
Hit the books – İneklemek
Hit the sack – Kafayı vurup yatmak
Twist someone’s arm – Ağzından girip burnundan çıkmak
Stab someone in the back – Birini sırtından bıçaklamak
Lose your touch – Bir konuda becerisini kaybetmek/Eskisi kadar iyi olmamak
Sit tight – Sabırlı olmak
Pitch in – Katkıda bulunmak
Go cold turkey – Bir alışkanlığı bırakmak
Face the music – Ceremesini çekmek
Ring a bell – Bir şey çağrıştırmak
Blow off steam – Deşarj olmak, İçini döküp rahatlamak
Cut to the chase – Sadede gelmek
En Çok Kullanılan Edatlar ile İngilizce Deyimler
Aşağıdaki listede yer alan Edatlar ve İngilizce Deyimleri inceleyiniz.
Up in the air – Askıda/Belirsiz olmak
On the ball – İşini bilmek, Açıkgöz/Uyanık olmak
Get over something – Bir şeyi atlatmak
İngilizcede Nakit ve Para Deyimleri
İngilizce deyimleri öğrenmek için, İngilizce en çok kullanılan para deyimlerini bilmek önemlidir.
Look like a million dollars/bucks – Mükemmel görünmek
Born with a silver spoon in one’s mouth – Varlıklı bir aileden/Şanslı doğmuş
To go from rags to riches – Sıfırdan zengin olmak
Pay an arm and a leg for something – Bir servet ödemek
To have sticky fingers – Eli uzun olmak
To give a run for one’s money – Kök söktürmek
To pony up – Borcunu ödemek
To ante up – Borcunu ödemek
Break even – Ne kar ve ne de zarar etmek
Break the bank – El yakmak
To be closefisted – Eli sıkı olmak
To go Dutch – Alman usulü yapmak
Shell out money/to fork over money – Bir şey için ödeme/harcama yapmak
Midas touch – Tuttuğu altın olmak
In the red/In the black – Borcu olmak/Borcu olmamak
Receive a kickback – Rüşvet almak
Living hand to mouth – Ucu ucuna geçinmek
To be loaded – Çok paraya sahip olmak
Make ends meet – Kıt kanaat geçinmek
As genuine as a three-dollar bill – Sahte
Beden Uzuvları ile İlgili İngilizce Deyimler
İletişimde beden dili önemlidir. Aşağıdaki listede yer alan Beden Uzuvları ile başlayan İngilizce deyimleri inceleyiniz.
Rule of thumb – Genel kabul görmüş bir kural
Keep your chin up – Metin olmak
Find your feet – Ayak uydurmak
İngilizce Yiyecek Deyimleri
Yurtdışına çıktığınızda aşağıdaki listede sizin için çok yararlı olacak. İngilizce Yiyecek deyimleri inceleyiniz.
Spice things up – Renk katmak
A piece of cake – Çocuk Oyuncağı
Cool as a cucumber – Soğuk kanlı/Sakin
A couch potato – Miskin/Televizyon karşısında vakit öldüren
Bring home the bacon – Ekmek parası kazanmak/Evi geçindirmek
In hot water – Hapı yutmak
Compare apples and oranges – Elmayla armudu karşılaştırmak
Not one’s cup of tea – Kalemi olmamak
Eat like a bird – Kuş gibi yemek
Eat like a horse – Öküz gibi Yemek
Butter [someone] up – Pohpohlamak/Yağ çekmek
Food for thought – Düşündürücü şey
A smart cookie – Zekâ küpü
Packed like sardines – Balık istifi
Spill the beans – Baklayı ağzından çıkarmak/Ağzından kaçırmak
A bad apple – Çürük elma
Bread and butter – Ekmek teknesi
Buy a lemon – Külüstüre para vermek
A hard nut to crack – Çetin ceviz
Have a sweet tooth – Tatlı düşkünü olmak/Tatlıya zaafı olmak
İngilizce Doğa Deyimleri
Aşağıdaki listede yer alan Doğa ile ilgili İngilizce deyimleri inceleyiniz.
Under the weather – Kendini kötü hissetmek/Keyifsiz olmak
A storm is brewing – Fırtına geliyor
Calm before the storm – Fırtına öncesi sessizlik
Weather a storm – Zorlukların hakkından gelmek/Badire atlatmak
When it rains, it pours – Aksilikler hep üst üste gelir
Chasing rainbows – Olmayacak işlerin peşinde koşmak
Rain or shine – Ne olursa olsun
Under the sun – Yeryüzünde
Once in a blue moon- Ender/Kırk yılda bir
Every cloud has a silver lining – Her şerde bir hayır vardır.
A rising tide lifts all boats – Ekonomi iyi giderse bundan herkes yarar sağlar
Get into deep water – Ayvayı yemek
Pour oil on troubled waters – Ortalığı yatıştırmak
Make waves – Ortalığı karıştırmak
Go with the flow – Akışına bırakmak
Lost at sea – Kafası karışmak
Sail close to the wind – Riskli işler yapmak
Make a mountain out of a molehill – Pireyi deve yapmak
Gain ground – Mesafe katetmek
Walking on air – Sevinçten havalara uçmak
Many moons ago – Çok uzun zaman önce
Castle in the sky – Hayal
Down to earth – Ayakları yere basan
Salt of the earth – Saygıdeğer/Muhterem
The tip of the iceberg – Buz dağının görünen kısmı
Break the ice – Resmiyeti gidermek/Havayı yumuşatmak
Sell ice to Eskimos – Tereciye tere satmak
Bury your head in the sand – Devekuşu gibi kafasını kuma gömmek
Let the dust settle – Ortalığın sakinleşmesini beklemek
Clear as mud – Anlaşılmaz/Arapsaçı gibi
As cold as stone – Buz gibi soğuk
Between a rock and a hard place – İki arada bir derede kalmak
Nip something in the bud – Yılanın başını küçükken ezmek/En başından engellemek
Barking up the wrong tree – Olmayacak duaya âmin demek/Yanılmak
Out of the woods – Düzlüğe çıkmak/Kritik safhayı atlatmak.
Can’t see the forest for the trees – Ayrıntılar içinde boğulmak/Büyük resmi görememek
To hold out an olive branch – Zeytin dalı uzatmak
Beat around the bush – Lafı eveleyip gevelemek
İlgili Blog Yazıları
Uzmanlarımızdan İpuçları

Melbourne Docklands’dan Sizler İçin.

Her İşittiğimde Tüylerimi Ürperten Tek Şehir Sevilla
