Endless Abroad indirimli kampanyalarından sms veya mail yolu ile bilgilendirilmek istiyorum. KVKK Aydınlatma Metni ni ve Gizlilik Politikası nı okudum, kabul ediyorum.

İngilizce Deyimler

22 Aralık 2022
İngilizce Deyimler

İngilizce deyimler, İngilizce dilinde sıkça kullanılan ve belli bir anlam taşıyan kelime ve cümlelerdir. Deyimler, dilin yapısına ve kültürel özelliklerine özgüdür ve dilin doğal kullanımına uygun olarak kullanılırlar. Deyimler, İngilizce dilini anlamaya ve konuşmaya yardımcı olur ve dil becerilerinizi geliştirmeye yardımcı olur.

En çok kullanılan 25 İngilizce deyim ve Türkçe karşılıkları:

To break the ice - Buzları kırmak
To be in two minds - İki aklı birden olmak
To be on the same page - Aynı sayfada olmak
To be left in the dark - Karanlıkta bırakılmak
To see eye to eye - Göz göze gelmek
To be in hot water - Sıkıntıda olmak
To get cold feet - Ayaklarını soğutmak
To be caught red-handed - Elinde kanı ile yakalanmak
To be in deep water - Derin sulara saplanmış olmak
To be at a crossroads - Bir çatallı yolda olmak
To be under the weather - Hasta olmak
To be in a rut - Bir çizgide sıkışmış olmak
To be a blessing in disguise - Gizli bir lütuf olmak
To be the black sheep of the family - Ailedeki kara koyun olmak
To be a hard nut to crack - Çözülmesi zor bir problem olmak
To be a piece of cake - Kolay bir şey olmak
To be in a pickle - Sıkışmış olmak
To be a sore thumb - Kötü yerde parlak bir nesne olmak
To be a needle in a haystack - İnekler arasında bir iğne olmak
To be a snake in the grass - Otlarda bir yılan olmak
To be a fly on the wall - Duvardaki bir sinek olmak
To be the elephant in the room - Odadaki fil olmak
To be in the same boat - Aynı teknede olmak
To be a fish out of water - Su dışında bir balık olmak
To be the apple of someone's eye - Birinin göz bebeği olmak

En Çok Kullanılan Fiiller ile İngilizce Deyimler

İngilizcede en çok kullanılan Fiiller ve Deyimler listesini inceleyip, İngilizce kelimeler bilginizi geliştirebilirsiniz.

Hit the books – İneklemek

Hit the sack – Kafayı vurup yatmak

Twist someone’s arm – Ağzından girip burnundan çıkmak

Stab someone in the back – Birini sırtından bıçaklamak

Lose your touch – Bir konuda becerisini kaybetmek/Eskisi kadar iyi olmamak

Sit tight – Sabırlı olmak

Pitch in – Katkıda bulunmak

Go cold turkey – Bir alışkanlığı bırakmak

Face the music – Ceremesini çekmek

Ring a bell – Bir şey çağrıştırmak

Blow off steam – Deşarj olmak, İçini döküp rahatlamak

Cut to the chase – Sadede gelmek

En Çok Kullanılan Edatlar ile İngilizce Deyimler

Aşağıdaki listede yer alan Edatlar ve İngilizce Deyimleri inceleyiniz.

Up in the air – Askıda/Belirsiz olmak

On the ball – İşini bilmek, Açıkgöz/Uyanık olmak

Get over something – Bir şeyi atlatmak

İngilizcede Nakit ve Para Deyimleri

İngilizce deyimleri öğrenmek için, İngilizce en çok kullanılan para deyimlerini bilmek önemlidir. 

Look like a million dollars/bucks – Mükemmel görünmek

Born with a silver spoon in one’s mouth – Varlıklı bir aileden/Şanslı doğmuş

To go from rags to riches – Sıfırdan zengin olmak

Pay an arm and a leg for something – Bir servet ödemek

To have sticky fingers – Eli uzun olmak

To give a run for one’s money – Kök söktürmek

To pony up – Borcunu ödemek

To ante up – Borcunu ödemek

Break even – Ne kar ve ne de zarar etmek

Break the bank – El yakmak

To be closefisted – Eli sıkı olmak

To go Dutch – Alman usulü yapmak

Shell out money/to fork over money – Bir şey için ödeme/harcama yapmak

Midas touch – Tuttuğu altın olmak

In the red/In the black – Borcu olmak/Borcu olmamak

Receive a kickback – Rüşvet almak

Living hand to mouth – Ucu ucuna geçinmek

To be loaded – Çok paraya sahip olmak

Make ends meet – Kıt kanaat geçinmek

As genuine as a three-dollar bill – Sahte

Beden Uzuvları ile İlgili İngilizce Deyimler

İletişimde beden dili önemlidir. Aşağıdaki listede yer alan Beden Uzuvları ile başlayan İngilizce deyimleri inceleyiniz.

Rule of thumb – Genel kabul görmüş bir kural

Keep your chin up – Metin olmak

Find your feet – Ayak uydurmak

İngilizce Yiyecek Deyimleri

Yurtdışına çıktığınızda aşağıdaki listede sizin için çok yararlı olacak. İngilizce Yiyecek deyimleri inceleyiniz.

Spice things up – Renk katmak

A piece of cake – Çocuk Oyuncağı

Cool as a cucumber – Soğuk kanlı/Sakin

A couch potato – Miskin/Televizyon karşısında vakit öldüren

Bring home the bacon – Ekmek parası kazanmak/Evi geçindirmek

In hot water – Hapı yutmak

Compare apples and oranges – Elmayla armudu karşılaştırmak

Not one’s cup of tea – Kalemi olmamak

Eat like a bird – Kuş gibi yemek

Eat like a horse – Öküz gibi Yemek

Butter [someone] up – Pohpohlamak/Yağ çekmek

Food for thought – Düşündürücü şey

A smart cookie – Zekâ küpü

Packed like sardines – Balık istifi

Spill the beans – Baklayı ağzından çıkarmak/Ağzından kaçırmak

A bad apple – Çürük elma

Bread and butter – Ekmek teknesi

Buy a lemon – Külüstüre para vermek

A hard nut to crack – Çetin ceviz

Have a sweet tooth – Tatlı düşkünü olmak/Tatlıya zaafı olmak

İngilizce Doğa Deyimleri

Aşağıdaki listede yer alan Doğa ile ilgili İngilizce deyimleri inceleyiniz.

Under the weather – Kendini kötü hissetmek/Keyifsiz olmak

A storm is brewing – Fırtına geliyor

Calm before the storm – Fırtına öncesi sessizlik

Weather a storm – Zorlukların hakkından gelmek/Badire atlatmak

When it rains, it pours – Aksilikler hep üst üste gelir

Chasing rainbows – Olmayacak işlerin peşinde koşmak

Rain or shine – Ne olursa olsun

Under the sun – Yeryüzünde

Once in a blue moon- Ender/Kırk yılda bir

Every cloud has a silver lining – Her şerde bir hayır vardır.

A rising tide lifts all boats – Ekonomi iyi giderse bundan herkes yarar sağlar

Get into deep water – Ayvayı yemek

Pour oil on troubled waters – Ortalığı yatıştırmak

Make waves – Ortalığı karıştırmak

Go with the flow – Akışına bırakmak

Lost at sea – Kafası karışmak

Sail close to the wind – Riskli işler yapmak

Make a mountain out of a molehill – Pireyi deve yapmak

Gain ground – Mesafe katetmek

Walking on air – Sevinçten havalara uçmak

Many moons ago – Çok uzun zaman önce

Castle in the sky – Hayal

Down to earth – Ayakları yere basan

Salt of the earth – Saygıdeğer/Muhterem

The tip of the iceberg – Buz dağının görünen kısmı

Break the ice – Resmiyeti gidermek/Havayı yumuşatmak

Sell ice to Eskimos – Tereciye tere satmak

Bury your head in the sand – Devekuşu gibi kafasını kuma gömmek

Let the dust settle – Ortalığın sakinleşmesini beklemek

Clear as mud – Anlaşılmaz/Arapsaçı gibi

As cold as stone – Buz gibi soğuk

Between a rock and a hard place – İki arada bir derede kalmak

Nip something in the bud – Yılanın başını küçükken ezmek/En başından engellemek

Barking up the wrong tree – Olmayacak duaya âmin demek/Yanılmak

Out of the woods – Düzlüğe çıkmak/Kritik safhayı atlatmak.

Can’t see the forest for the trees – Ayrıntılar içinde boğulmak/Büyük resmi görememek

To hold out an olive branch – Zeytin dalı uzatmak

Beat around the bush – Lafı eveleyip gevelemek

İlgili Blog Yazıları

Uzmanlarımızdan İpuçları

wp