Londra’da Gezilmesi Gereken Müzeler
Londra, İngiltere ve Birleşik Krallık’ın başkentidir. Zengin tarihi ve kültürel yapısıyla her sene binlerce insanın uğrak noktasıdır. Para birimi pound ve yönetim şekli parlamenter monarşidir. Günümüzde hala monarşinin devam ettiği ülkede Kraliçe II. Elizabeth, Buckingham Sarayı’nda ikamet etmektedir ve sarayın belli kısımları halka açıktır.
Bizim aksimize Londra’da trafik sağdan akar ve araçlarda direksiyonlar sağ taraftadır. Bunun sebebi ise eski çağlarda insanlar sağ el ile rahatlıkla kılıç kullanabiliyor olup yolun sol tarafına yakın olmak istemesidir. Böylelikle, karşıdan gelen kişileri daha rahat görüp önlem almak istemişlerdir.
Londra, oldukça gelişmiş toplu taşıma hatlarına sahiptir. Şehirdeki metro hattında birkaç pounda kolaylıkla gezebilirsiniz. Ayrıca toplu taşıma kullanmayı tercih ederseniz haftalık 40 poundluk Oyster kart almanız size oldukça kolaylık sağlar.
Ne zaman ziyaret ederseniz edin Londra’yı yağmurlu bulmanız mümkündür. Bu yüzden hangi mevsim gelirseniz gelin yanınızda yağmurluk ya da şemsiye bulundurmayı unutmayın.
Londra, ‘’Üzerinde Güneş Batmayan Ülke’’ olarak anılan Britanya’nın uzun süreli başkentliğini yapmasının sonucu olarak sanayiden finansa, müzikten sanata oldukça ünlü bir şehirdir.
Eğer bir alışveriş tutkunu iseniz Camden Town, Borough Market, Covent Garden, Old Spitalfields Market gibi yerlerde alışveriş yapabilirsiniz veya tarihi gezilerden hoşlanıyorsanız, zengin bir tarihi geçmişe sahip Londra, tam anlamıyla müzeler şehridir. Ücretsiz olarak birçok müzeyi ve sanat galerisini gezebilirsiniz.
Yukarıda da söylediğimiz gibi birçok avantajdan, ayrıca eğitim imkanlarının çeşitli olması öğrencilerin dil okulu seçimlerinde Londra’yı tercih etmesine neden oluyor.
Yolunuzun Londra’ya düşeceğine inandığımız için uğramanız gereken birkaç müzeyi derledik.
TATE MODERN
Modern sanat eserlerinin sergilendiği muhteşem mimarisi ve zengin koleksiyonuyla oldukça rağbet gören bir müzedir. Sanayici Henry Tate tarafından Ulusal Galeri’ye bağışlanan, içerisinde en değerli İngiliz sanatçıların eserlerinin yer aldığı koleksiyon, Ulusal Galeri’de yeterli yer olmadığı için kabul edilmemesi sonucu 1897’de bir galeri olarak açılmıştır. Galeri, açılışından otuz beş yıl sonra, 1932’de resmî olarak Tate ismini alarak 1955 yılında tamamen bağımsız olmuş ve büyümeye devam etmiştir. 2000 yılında izleyiciyle buluşan Tate Modern, 2016 yılında eklenen yeni binası ve büyüyen yeni koleksiyonuyla sanatseverlerin Londra’daki olmazsa olmaz bir ziyaret mekânıdır ve dünyada en çok ziyaret edilen modern sanat müzesi olmasının yanı sıra kültürel bir semboldür.
BRITISH MUSEUM
İngiltere’nin en büyük müzesidir. Dünya çapında üne sahip müzenin yaratılmasında en etkili olay İngiliz aristokrat, natüralist, koleksiyoncu ve doktor gibi unvanlara sahip Sir Hans Slome’un (1660- 1753) ölümü olmuştur. Edward ve Robert Harley adındaki Oxford kontlarına ait el yazması kütüphanesi ile Sir Robert Bruce Cotton’ın (1571- 1631) bağışladığı el yazmaları, sikkeler ve antikalar da bu koleksiyona katılarak genişletilmiştir. Zamanın kralı olan II. George’un, kütüphanesini 1757 yılında hediye etmesinin ardından iki sene sonra Bloomsbury’deki Montagu House’da, tasarımını Sir Robert Smirke’nin yaptığı müze halka açılmıştır.
British Museum, Antik Çağ yapıtları ve Etnografya koleksiyonlarının buluşma noktası olup çoğunlukla Roma, Yunan ve Mısır kültürüne ait eserler bulunmaktadır.
VICTORIA & ALBERT MUSEUM
Dünyadaki en geniş süsleme sanatı ve içeriğine sahip müzedir.1852’de tasarımcıları, üreticileri ve halkı sanat ve tasarım üzerine eğitmek amacıyla kurulmuştur. İsmini Prens Albert ve Kraliçe Victoria‘dan almıştır. 1851’de gerçekleşen dünyanın ilk tasarım ve üretim sergisi olan Great Exhibition’un arkasındaki isimlerden olan Henry Cole, Paris’teki fuardan ilham alarak Prens Albert’ı ikna etmiştir. Böylelikle müzenin kurulmasını sağlayarak harika bir yönetici olup halkın müzeden geceleri de yararlanabilme olanağını sağlamıştır. Bu güzel müzenin en güzel yönlerinden biri de kurulduğundan beri amacının değişmemesidir.
NATIONAL GALLERY
Londra'da, 1824 yılında kurulan, 2300'den fazla parçanın olduğu koleksiyona sahip müze aynı zamanda on üçüncü yüzyıl - yirminci yüzyıl aralığında pek çok tabloya da sahiptir. 1824 yılında Trafalgar Meydanı’nda kurulan National Gallery’deki koleksiyonlar Birleşik Krallık halkına armağan edilmiştir ve hala da onlara aittir. Ayrıca giriş ücretsizdir. Sade bir başlangıç yaparak açılan National Gallery, Avrupa’da kendi koleksiyonunu sergileyen birkaç galeriden biridir.
SHERLOCK HOLMES MÜZESİ
Eğer siz de bir Sherlock Holmes hayranıysanız mutlaka kaçırmamanız gereken yerlerden birisi de burasıdır. Londra’da biraz farklı bir şeyler arayanlar için Sherlock Holmes Müzesi harika bir seçenektir. 221B Baker Street’te yer alan Sherlock Holmes Müzesi, 1881 – 1904 yıllarında, süper dedektif Sherlock Holmes’a ev sahipliği yapmıştır. Dünyadaki en büyük Sherlock Holmes hediye koleksiyonuna da sahiptir. Geçmişte pansiyon olan Sherlock Holmes Müzesi, 1815’te Georgian tarzda inşa edilmiştir. Sherlock Holmes hayranları, müzenin iç mekanının tam olarak orijinal hikayelerde anlatıldığı şekilde dekore edildiğini göreceklerdir. En alt katta bulunan hediyelik eşya dükkanı da ziyaretçilere oldukça fazla seçenek sunmaktadır.
IMPERIAL WAR MUSEUM
Imperial War Museum, İngiltere’de toplam 5, Londra’da ise bu 5 müzenin üçü bulunan ulusal bir müze organizasyonudur. 1917’de Sir Alfred Mond’un, dönemin başbakanına yazdığı öneri mektubuyla kurulan müze, Birinci Dünya Savaşı’ndan itibaren yaşanan savaşlar hakkında bilgi almamızı sağlar.
LONDON TRANSPORT MUSEUM
Covent Garden’da konumlanan müze, her yaştan insanı kendine çekmektedir. Londra’nın 200 yılı aşkın ulaşım tarihi ve kültürü ile ilgili anlatımlar ve sergiler yapar. 28 Mart 1980’de açılan müzede ikonik Londra otobüsleri, çift katlı troleybüs, çift katlı at otobüsü vb. ulaşım araçlarını görmemiz mümkündür. Dünyanın en iyi ulaşım arşivlerinden biridir. 1 yıllık geçiş hakkı sunan müze biletine 18.5 £’ye sahip olabilirsiniz.
Londra, her dönem insanları kendine çekmiş,her alanda kendini ilmek ilmek işleyerek kendine hayran bırakmıştır. Siz de bu büyüleyici şehri keşfetmek, ikonik eğitim fırsatlarından yararlanmak isterseniz sizleri Endless Abroad’un uzman ekibiyle iletişime geçmeye davet ediyoruz. Aklınızdaki sorulara fazlasıyla cevap alacağınıza eminiz. Güncel ya da merak ettiğiniz konular hakkında bilgi almak için Endless Abroad blog yazılarını takipte kalın.
İlgili Blog Yazıları
Uzmanlarımızdan İpuçları